16 Mayıs 2013 Perşembe

Yayınlanmayı bekleyen konu başlıklarım


Ø  Fırsatlar, İnsanlar
Ø  Yanlış sistemden doğru iş çıkmaz
Ø  İnisiyatif sahibi insan
Ø  Eğitimde eksiklikler 1-sosyolojik yoksunluk
Ø  Eğitimde eksiklikler 2-yan dal
Ø  Mutlak doğru
Ø  Oyuncaklarımız “çocuklar”
Ø  Alternatif siyasal model
Ø  Öğrenme
Ø  Bu adamlar
Ø  Korktuğumuz kişi miyiz?
Ø  Sonsuz değişken “insan”
Ø  Türkiye de olmayan sınıf  “aristokrasi”
Ø  Hırsız var  “teknoloji”
Ø  En önemlisi
Ø  Ölümüne rekabet “kadın”
Ø  Davranışsal değişim
Ø  Yaradılış ve evrim çatışması üzerine
Ø  Ben kahramanım
Ø  Ah bizim çocuklar
Ø  Doğa intikamını alıyor
Ø  Hayalsiz çocukluk
Ø  Aile reisi
Ø  Zayıf insan
Ø  Beğenmek faydasız
Ø  Öğrenmeyi öğrenmek


13 Mayıs 2013 Pazartesi

Doğa intikamını alıyor

Denemeler-2


Yüzyıllardır insanoğlu toprak anaya bağımlı yaşadı. Ekinini ekti, mahsulünü topladı, uğruna nice evlatlar yitirdi, canlarını bu topraklara defnetti. Gün gelip kendinden emin olan insanoğlu bir şeyi fark etti. Toprağa hükmetmeyi. Bağımlılık artık karşılıklı işbirliğine dönüşmüştü. Bu işbirliği sanayi devrimine kadar devam etti.

Sanayi devrimi insanoğlunun hayatında birçok alanda keskin bir değişim demekti. Emek yoğun ve toprağa bağımlı olan insan, toprakla yaşadığı mücadele ve işbirliğini bir kenara bırakarak makineler ile anlaşmalar yapmaya başladı. Lakin unuttuğu ve gözden kaçırdığı bir detay söz konusu idi.

Doğa insanoğlunun bu kirli işler için kendinden aldıklarını geri istiyordu.

İktisat biliminin temelini oluşturan sınırsız istekler ve sınırlı kaynaklar tanımı işte tamda burada vukuu buldu. İnsan hep daha fazlasını istemeye devam etti. İnsan var olduğundan bu yana hiç olmadığı kadar, geçtiğimiz yüzyılda dünyayı kirletti. İçinde bulunduğumuz kâinatın doğal dengesi olan siyah varsa beyaz, pozitif olduğu için negatifin olması gerçeği gereği bir bedel ödemesi gerekmekteydi.

Hayvanları, virüsleri, salgınları, polenleri, doğal afetleri, dünyanın doğal dengesine dönmek adına kullandığı elleri kolları olarak düşünebiliriz.

Örneğin alerji, allerjen olarak adlandırılan normalde zararsız olan madde ya da maddelere karşı vücudun aşırı derecede ve zararlı bir savunma tepkisi göstermesidir. Modern dünyadaki alerjenlerin sayısının artması, bunun yanında bağışıklık sisteminin her geçen gün zayıflaması ile birlikte alerji vakaları artmaktadır. Doğanın burada oynadığı rol yadsınamaz bir gerçektir.

Olumsuz sonuçlardan bir diğeri de kısırlık. Kısırlık gebeliğin belli bir süre geçmesine rağmen gelişmemesi olarak adlandırılır. Kısırlık ile ilgili sağlıklı istatistikler bulunmamasına rağmen her geçen gün arttığı bilinmektedir. Modern hayatın her alanında karşımıza çıkan radyasyon, gdo içeren ve endüstriyel yiyecekler, zayıflayan insan metabolizması ile birlikte doğurganlığın azaldığı görülmektedir. 2006 yılı yapımı "Children of Men" son umut filminde dünyada son doğan bebeğin üzerinden 19 yıl geçmesi ile birlikte yaşanan kaotik ortam anlatılmaktadır. Film bir komplo teorisi dahi olsa böyle bir geleceğin bizlere neler getirebileceği konusunda ürpertici fikirler vermektedir.

Virüs canlı hücreleri enfekte edebilen mikroskobik tanecik olarak tanımlanır. HİV, rota, İnfuenza ve diğerleri. Sayıları her geçen gün artan tedavisi zor, menşei kimi zaman bilinemeyen mikroorganizmalar. Modern toplumun korkulu rüyası, birçok komplo teorisinin çıkış noktaları. Acaba virüsler doğanın bir intikam aracı olabilir mi ?

Sınırlarını değiştirmeye çalışarak doldurduğumuz deniz alanları, doğadan çaldığımız sanayi bölgeleri, tabiatı yok ederek açtığımız yerleşim alanları, zaman zaman doğanın sel, deprem, tayfun gibi elleri tarafından geri alınmakta.

Bu liste böyle uzayıp gidebilir. Bu savaş nerde nasıl son bulur bilinmez ama insanoğlunun neyi ne ile değiştiğini bir kez daha düşünmesinde fayda var diye düşünmekteyim.


Kaynaklar: Wikipedia, imdb, saglik.gov.tr